The 100 izlemiyosunuz, beni üzüyosunuz.

The 100, izlemeyerek kalbimi kırdığınız diziler listesine geçtiğimiz üç ay içersinde zirveden giriş yaptı.

CW dizisi olması sebebiyle ön yargılı yaklaşıyor olabilirsiniz, haklısınız. CW'nin vasat kalitede, 14-20 yaş arası dişi popülasyona hitap etmeyi amaçlayan diziler yaptığını bilmeyen yok. Amma ve lakin,  The 100 izlediğim en kaliteli gençlik dizileri arasında zirveye oynar. Şimdi size bunun nedenini niçinini güzel güzel açıkliycam.

Dizinin kalitesine girizgah yapmadan önce CW dizisi olmanın gözardı edilemez faydalarına girelim. Dizide HERKES dünya güzeli.

DUR LÜTFEN.

HOCAM SAFİYE AĞLIYO.

HOCAM.

ÇIKABİLİR MİYİZ.

Dizinin beyleri de tabi durur mu onlar da dünyalar yakışıklısı olmaya and içmişler.

SERSERİ SEVDİYİM YA.

SENİ SEVMİYORUM SÜT OĞLAN. 

ANCAK GİDERİN OLDUĞUNU İNKAR EDEMEM.

GÜLÜŞÜNE DOĞRUDAN BAKMAK GÖZLERİ ŞEYAPIYOMUŞ.

BOZUYOMUŞ.

BU İKİ SALAK DA DİZİNİN CUPCAKE'LERİ.

Sonsuz geyik döndürdüm ve buraya kadar okuyan kalmadı FAKAT dizi çok iyi dizi. Açıklicam şimdi.

Özet: Bir nükleer savaş sonrası Dünya'da insan hayatı sona eriyo (nerde o günler) ve geri kalan son insanlar uzayda bir space ship'te yaşamaya başlıyolar. Aradan 97 yıl geçince de yüz tane 18 yaşın altında çocuğu Dünya'ya geri gönderiyolar, bi bakın bakalım yaşanıyo muymuş diyerekten. Amma velakin, çocuklarımız çabucak fark ediyolar ki Dünya'da yalnız değiller ve olaylar gelişiyo.

NEDEN İZLEMELİYİM?

1) Üst kalitede science fiction arıyosanız, izlemelisiniz.

2) İyi ile kötünün, hero ile villain'ın gece gündüz gibi ayrıldığı, iyilerin her zaman kazandığı hikayelerden daral geldiyse, izlemelisiniz.

3) Kaliteli kostüm ve makyaj ilginizi çekiyorsa, izlemelisiniz.  (Bunu örneklendiricem bi dk.)

4) LGBTİ karakterlerin cinsel yönelimlerinden ibaret olduğu, her şeyin dev bir stereotype olduğu dizilerden bıktıysanız, izlemelisiniz.

5) Plot twist diye yutturulmaya çalışılan şeylerin gelişini altı kilometreden gördüğünüz dizilerden fenalıklar geldiyse, izlemelisiniz.

6) Gençlik dizisi belleyip de her şey güllük gülistanlık zannetmeyin. Bölüm suratınıza şlak diye vurduktan sonra yastığınıza sarılıp ileri geri sallanmak istiyosanız, izleyin.

SHIPS. SHIPS EVERYWHERE.

İzlediğim her dizide SİZİ SHIPLİCEM diye bi çifte tutunur, gözleri birbirlerine değse iç çeker haldeyim. Eğer dizi izleyişiniz benim gibiyse, ne izleseniz çıldırırcasına bağlanıyosanız bu alt başlık sizin için. 

BENDEN ÇIKSIN: Bu dizide ciğer dağlamayan ship yok. Ayrıca dizinin etrafında döndüğü şeyler listesi yapılsa en son sırayı romantik ilişkiler alır. (yıkılmadım ayaktayım)

1) Bellarke. (Bellamy x Clarke)

Dizinin en çılgın fanbase'ine sahip ship'i.

O kadar canon değiller ki, her sahneleri can yakıyor. Ama gün gelecek, canon o-la-cak-lar. 

2) Flarke. (Finn x Clarke)

Ew, no.

3) Clexa. (Clarke x Lexa)

Dizinin bir numaralı gay OTP'si. Bellarke trash'lerin bile kendilerine engel olamayıp shipledikleri çift. (kendimden biliyorum)

4) Linctavia. (Lincoln x Octavia)

Ah, ah. İlk sezonun başlarında Octavia'yı kimlerle kimlerle shipledim hey gidi. Bi türlü karar veremezdim, meğerse Lincoln'ü bekliyomuşum. Bebeksiler.

Canon'lar. (çok şükür) (yine de yürek dağlıyo)

5) Kabby. (Kane x Abby)

Evlenin.

Bellarke ship'inin 25 yıl yaşlanmış versiyonu.

6) Ravick. (Raven x Wick)

Wick, dizinin eve alınıp beslenilmeye aday beylerinden. Çok bebeksi bi ship.

Bunlar biraz daha mantığa yatan shipler, ama tumblr'ın derinliklerine doğru yolculuk yaptıkça SONSUZ ship var. No abartı. Herkesi herkesle shipliyolar, bu insanlar çıldırmış.

Yazıyı noktalıyorum. Diliyorum ikna oldunuz. İzleyin, bi ay sonra yazılı yoklama yapıcam.